Bir Çocuk Sahibi Olmanın Hızlı Yolu – Anöploidi için İmplantasyon Öncesi Genetik Test (PGT-A)
İmplantasyon Öncesi Genetik Test (GPT) modern üreme tıbbının en önemli başarılarından biri olarak düşünülmektedir. Bu yöntem kısırlıkla ilişkili sorunları veya genetik hastalıkları olan çiftlerin sağlıklı bir çocuğa sahip olmalarına imkân tanımaktadır.
NEDEN İMPLANTSYON ÖNCESİ GENETİK TEST GEREKLİDİR?
Bir kadının vücudunda üretilen her embriyo mutlak surette yaşamını sürdürmez. Kromozom sayılarındaki yanlışlık (anöploidi) veya diğer bazı bozukluklar nedeniyle bunlardan birçoğu rahim duvarına tutunamaz veya tutunmasına rağmen gelişemeyerek düşüğe yol açar. Kadının yaşı ilerledikçe anöploidi riski artar. Bunun dışında, bazı ailelerde yenidoğan çocuğun ölümüyle sonuçlanan veya yaşam boyu sürecek sağlık sorunlarının gelişmesine yol açan genetik hastalıklar bulunur.
Son günlere dek, tıp bu hastalara herhangi bir çözüm bulamamaktaydı; bununla birlikte, üreme genetiğinde yeni teknolojilerin gelişmesiyle birlikte, tamamen yeni bir bakış açısı getiren İmplantasyon Öncesi Genetik Test olanağı ön plana çıktı. Hamilelik şansını artırır ve çocuğa genetik hastalıkların geçmesi riskini azaltabilir.
İmplantasyon Öncesi Genetik Testlerinden elde edilen verilere göre, 22-25 yaş aralığındaki kadınlarda doğru sayıda kromozomu (öploid) bulunan embriyo oranı yüzde 53’tür. Bu gösterge tüm dünyada genç kadınlarda yüksek IVF başarı oranıyla uyumludur. Bununla birlikte, yaşlanmayla birlikte öploid embriyo yüzdesi azalarak 35 yaşının üzerindeki kadınlarda hamilelik olasılığını düşürür.
PGT NASIL YAPILIR?
Her embriyodaki kromozom sayısı ve embriyonun yapısı değerlendirilerek sağlıklı embriyolar belirlenir. Gürcistan’da ilk İmplantasyon Öncesi Genetik Test (PGT) 2015 yılında ReproART’da yapılmıştır. Bu testin en önemli ve karmaşık parçasının özel bir lazer gerektiren embriyo biyopsisi olduğu da dikkat edilmesi gereken bir husustur. Bu işlem ReproART’da son teknoloji enstrümanları kullanan yüksek nitelikli personel tarafından gerçekleştirilmektedir.
Embriyo biyopsisi embriyoloji laboratuarında yapılır ve tüm güvenli işlemlerini barındırır. Embriyo gelişiminin üçüncü gününde, embriyoyu saran katmanda küçük bir delik açmak için bir lazer kullanılır. Sonrasında plasentanın gelişeceği bu bölümden biyolojik materyal alınır. Bu nedenle, biyopsi işlemi embriyoya bir zarar vermeden gerçekleştirilir ve embriyonun gelişimi kesintiye uğramaz. Biyopsi sonucunda alınan hücreler ileri testler için İngiltere ve ABD’de bulunan ortak laboratuarlara gönderilir.
İMPLANTASYON ÖNCESİ GENETİK TEST VE KISIRLIK
İn vitro fertilizasyonun ardından birkaç embriyo elde edilebilir, ancak sıklıkla bu embriyolardan sadece biri kadının rahmine aktarıldıktan sonra hamileliğe ve sağlıklı bir bebeğin doğumuna yol açar.
Gözle inceleme yaparak (PGT yapılmaksızın) o “iyi” embriyonun belirlenmesi mümkün değildir. Bu nedenle, o “iyi” embriyoyu gözle inceleyerek seçme şansı oldukça düşüktür. Transfer için seçilen embriyo o “iyi” embriyo değilse, ya hamilelik oluşmayacaktır ya da başarılan hamilelik düşükle sonuçlanacaktır. PGT yapılmadığından, hastalar hamileliği birkaç kez deneyebilirler ve tüm bu denemeler başarısızlıkla sonuçlanır. Her deneme en az bir ayı gerektirdiğinden başarısız denemeler sonucu birkaç aylık süre kaybedilmiş olabilir. PGT kullanıldığındaysa o “iyi” embriyo ilk denemede belirlenebilir ve böylece başarısızlıkla sonuçlanan stres dolu birkaç ayın kaybedilmesi önlenir.
ReproART’ın verilerine göre, 40 yaşındaki bir kadında PGT olmaksızın in vitro fertilizasyon tedavisi yapıldığında hamilelik olasılığı % 10 ila %14 aralığında değişmekte olup düşük riski yaklaşık % 50’dir. PGT’nin yapılması ve sağlıklı embriyonun aktarılması durumunda, hamileliği olasılığı % 10-14’den %50’ye yükselirken düşük oranı %50’den %10’a düşecektir.
Diğer bir faktöre de dikkat edilmelidir: Genetik Test doktorun ilk denemede rahme sağlıklı embriyo transfer etmesine imkân tanıyarak ilk denemde hamilelik oranını çarpıcı şekilde yükseltir ve böylece, çiftler açısından embriyo transferini birkaç kez gerçekleştirmenin getirdiği hüsranı, olumsuz duyguları ve ilave mali harcamaları azaltır. En önemli husus Test işleminin gerçekten sonuç vermesidir: Bu Test sonucunda sağlıklı bebekler doğmuştur. ReproART ekibi sayesinde 2016 yılında Gürcistan’da PGT-A (İmplantasyon Öncesi Genetik Test) / PGT-M (İmplantasyon Öncesi Genetik Tanı) sonucunda ilk sağlıklı çocukların doğmuş olmasından dolayı gurur duyuyoruz.